26 Ağustos 2010 Perşembe

16 Ağustos 2010 Pazartesi

ÇEŞİTLİ KOLAY KOLYELER







MAVİ PEMBE

Mavi ve pembe ne kadar yakışır birbirine.İşte bir örnek.
















mavi ve pembe boncukları gri zemin üzerine yine doğaçlama diktim.
çok şirin oldular.hem kolay yapılıyor hem de kullanışlı

MAVİ KOLYE

Bu  bilinen ve çok yapılmış bir model ama  benim çok severek kullandığım  kolyelerden biri. Biraz zahmetli,tek tek zincirleri ve boncukları birleştirmek zor oluyor ama değiyor doğrusu.

15 Ağustos 2010 Pazar

YEŞİLİN HALİ BAŞKA

Yeşil boncuklardan yaptığım bu aksesuarı önce kolye diye başlamıştım.Bittikten sonra kolye den çok fular veya kemer olarak kullanımının daha hoş olduğunu gördüm.Tabii o an neye ihtiyaç varsa o şekilde kullanılabilir.Her zaman ok amaçlı kullanılabilen şeyleri severim.Hemde yapılışı  çok kolay.Belki sizlerde başka kullanım şekilleri bulursunuz.




BONCUK ÖRME

Boncuk örme işi ile yaptığım kolye ve küpelerim.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

ŞAHMERAN

           Bu bileklikli yüzüklere neden şahmeran demişler hiç bilmiyorum.Aslında efsane ile de hiçbir bağlantı göremedim, ama kullanmayı seviyorum.                      

           Bunlardan birkaç model yaptım, bakalım sizlerde beğenecek misiniz.




Bu modelleri tamamen boncuk örme işi ile yaptım.Yüzük tek ve orta parmağa takılıyor.








Bu modelde  zincir ve metal boncuklu oldu.Yüzük 2 adet kullandım.İteğinize göre yüzük ilave edebilir veya çıkartabilirsiniz.

13 Ağustos 2010 Cuma

          Eveeeeettttt ,uzun bir aradan sonra bir şeyler yazmam gerekiyor artık.Daha doğrusu kendimi biraz da mecbur hissediyorum. Çünkü başlarken kendime söz vermiştim bu işin peşini bırakmayacağım,blokuma iyi bakacağım diye. Ara verince kendimi suçlu hissettim. Veeeeee artık kurtarmalıyım kendimi bu duygudan.Tatildeyim evet ama bu da bahane olmamalı.Evet EGE' nin hala bakir kalmış köşelerinden Gümüldür de sakin bir dinlenmece.Bahçeden çıkıp denize bile girmek istemiyor insan burada.... GEROKVAN'IN FELSEFE BAHÇESİ.....(www.Sevcan pansiyon. com) Bol sohbet,bol muhabbet en önemlisi özgürlük.Tabii akşamları sahilde, kum da hafif alkol ve hafif şekerleme,muhteşem oluyor.Haaa tabii böyle sakinlikten biraz sıkılırsan çare çoookkk.Müzikli barlar, eğlence yerleri hemen yakınlarda.Yani burada benim istediğim her şey var.
          Sevgili Nedret hanm'ın yaptığı nazarlıklardan bende yaptım.Onunki kadar güzel olmadı ama hoş oldu.   Ne alakası vardı şimdi dediğinizi duyar gibiyim.Evet alakalı çünkü bu güzel nazarlığı arkadaşım Necat'a(sevcan pansiyon un işletmecisi) hediye ettim.O da salonun baş köşesine astı.
           Buradan sevgili nedret hanıma bu güzel tasarım için teşekkür ediyorum. Eğer  daha güzellerini görmek isterseniz  ZARİFCE den takip edebilirsiniz.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

YAŞASIN HAYAT

Beni yavaşlat, Tanrım!
Yüreğimin atışlarını düşüncemin sakinliğiyle rahatlat.
Zamanın sonsuz görüntüsüyle hızımı azalt!
Bana, güncel kargaşanın ortasında,
Tepelerin ölümsüz sakinliğini ver...

Bir çiçeğe bakmayı,
Eski bir dostla sohbet etmeyi ya da yeni bir dost edinmeyi;
Yolunu kaybetmiş bir köpeği okşamayı;
Ağ yapan bir örümceği izlemeyi;
Bir çocuğa gülümsemeyi;
İyi bir kitaptan birkaç satır okumayı - ve -
Yarışın daima daha çok hız için olmadığını anımsat her gün bana,

Yavaşlat beni Tanrım!
Ve bana ilham ver
Köklerimi,
Yaşamın katlanılan değerler toprağının
Derinliğine göndermek,
Kaderimdeki yıldızlara doğru - daha çok -
Büyüyebilmek için...

Wilfred A. Peterson

15 Temmuz 2010 Perşembe

CENNET

..."Yolları oldukça uzunmuş, yokuş yukarı gidiyorlarmış, güneş yakıcıymış, ter içinde kalmışlar, susamışlar. Bir dönemecin ardında harika bir mermer kapı görmüşler; kapı, ortasında bir çeşme bulunan altın döşeli bir meydana açılıyormuş, çeşmeden berrak bir su akıyormuş.

Yolcu, kapıdaki bekçiye dönmüş.
'İyi günler.'
'İyi günler,' diye yanıt vermiş bekçi.
'Burası harika bir yer, adı ne?'
'Burası cennet.'
'Ne iyi, cennete gelmişiz, çünkü çok susadık.'
'İçeri girip dilediğiniz kadar su içebilirsiniz', demiş bekçi ve eliyle çeşmeyi göstermiş.
'Atımla köpeğim de susadılar.'
'Kusura bakmayın,' demiş bekçi. 'Buraya hayvanlar giremez.'
Yolcu çok üzülmüş, çok susamışmış, ama suyu tek başına içmek istemiyormuş. Bekçiye teşekkür edip yoluna devam etmiş. Epeyce bir süre yamaç yukarı gittikten sonra eski görünümlü küçük bir kapıya varmışlar, kapı iki yanı ağaçlıklı toprak bir yola açılıyormuş. Ağaçlardan birinin altında, şapkasını alnına indirmiş, uyur gibi yatan bir adam varmış.
'İyi günler,' demiş yolcu.
Adam başını sallamış.
'Atım, köpeğim ve ben çok susadık.'
'Şurada taşların arasında bir pınar var,' diyen adam eliyle orayı işaret etmiş. 'İstediğiniz kadar su içebilirsiniz.'
Yolcu, atı ve köpeği pınara gidip susuzluklarını gidermişler.
Yolcu bekçiye teşekkür etmiş.
'İstediğiniz zaman yine gelebilirsiniz,' demiş bekçi.
'Buranın adı ne?'
'Cennet.'
'Cennet mi? Ama mermer kapıdaki bekçi bana orasının cennet olduğunu söyledi.'
'Orası cennet değil cehennemdi.'
Yolcunun aklı karışmış 'Sizin adınızı kullanmalarına niye izin veriyorsunuz? Yanlış bilgi vermeleri büyük karışıklığa neden olur!'
'Hiç de değil. Aslında onlar bize büyük bir iyilikte bulunuyorlar. En iyi dostlarına sırt çevirenlerin hepsi orada kalıyor çünkü."

Paulo Coelho
"Şeytan ve Kadın" isimli kitaptan bir alıntı

Çok doğru öyle değil mi? Ne dersiniz.Çok etkilendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

2 Temmuz 2010 Cuma

SEVMEYİ UNUTANLAR İÇİN

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan her şey gibi
aşklarınız da.
yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size
yalanı gerçek diye.
ne leylakların
tomurundan
haberiniz var
ne önünüzden
kara bir tabut
gibi geçen geceden.
sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan aşklarınızda.
                            Behçet Aysan

1949 yılında Ankara'da doğdu. Selimiye Askeri Ortaokulu ve Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. 1968'de Ankara Tıp Fakültesi'ne askeri öğrenci olarak girdi.
         12 Mart döneminden sonra politik nedenlerle ara vermek zorunda kaldığı tıp öğrenimi sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonra İzmit'e atandı. Ankara'da psikiyatri ihtisası yaptı. SSK Yenişehir Dispanseri'nde doktor olarak çalışmaktaydı.
        2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülen 35 kişiyle birlikte can verdi. Ölümünden sonra Türk Tabipleri Birliği tarafından adına şiir ödülü verilmeye başlandı.
Sevgi ışığımız eksilmesin...

1 Temmuz 2010 Perşembe

BİR KAÇ MODEL DAHA

Bir tarafı tafta kumaş'tan ,diğer tarafı zincir.
















Bu modelde ipek fular kullandım.





























Şifon ve sarı metaller.















Zincir ve doğal taşlardan oluşuyor.
















24 Haziran 2010 Perşembe

    MOTİF MOTİF KOLYELER



Arkadaşlar! fotoğraflar elimde olmayan nedenlerden dolayı net olmadı, o yüzden yakın çekimleri eklemedim. Düzeltmek için uğraşıyorum.  Bu kolyede de 8 numara işleme ipi ile ördüğüm katmerli gülleri ve eskiden kalmış,top top örülmüş  tülbent boncuğu kullandım. keten kurdele üzerine yerleştirdim,birazda metaller ekledim...
                                                                   Burada metal , örgü nazarlıklar ve zincirler kullandım...                               

Offffffff net çıkmamış ama diğerlerini ekleyip bunu eklemeden yapamadım. Maviş maviş.                                                                   
                                                                                    
     Yeşilin saplarını makara örgüsü ve merserize makrome ipi ile yaptım...                     







Dore desenli keten kurdele,dore merserize ipten yapılmış katmerli güller ve krem rengi katmerli güller,aralarda da pirinç objeler,sarı inciler birbirine yakıştılar.Ne dersiniz...
Doreli siyah ince  merserize ip.....                                                                                                                                                                   
    BONCUK SANATI

Kolyemin sapı spiral herringbone tekniğine göre yapıldı.Herringbone dokuma tekniği 200 yıldan uzun zaman önce Afrikalı kadınlar tarafından uygulanmış,günümüzde de çok beğenilen bir örgü şeklidir.bu tekniği internet sitelerinde bulabilirsiniz. Ben craft dergisinden öğrenmiştim ama biraz karışık anlatılmış.  Daha kolay anlatımı araştırıp ekleyeceğim. ben çok eskiden yapmıştım bu kolyeyi o yüzden iyi anlatamam sanırım. 



Kolyemin bir tarafı da çok çeşitli boncuklar ve yemeni oyaları ile oluştu.Yemeni oyalarını kullanmayı çok seviyorum.Öylesine kafama göre gelişigüzel dizdim onları.

23 Haziran 2010 Çarşamba


       ÇEŞİTLİ

                                                                                             
Kurdele ve tahta boncuklar birbirine çok yakışıyor.         
     Buda başka model. Her çeşit boncuk,yün ,metal                                                                                            kullandım.                                                                

Kıyafet denerken giy çıkar derdine son | Türkiyenin en büyük mail grubu

Kıyafet denerken giy çıkar derdine son | Türkiyenin en büyük mail grubu
Bu video yu görünce hemen paylaşmak istedim.Büyük kolaylık, izlemenizi öneririm.

21 Haziran 2010 Pazartesi

 DENEME

Blog umla ilgili sıkıntı giderilemedi bir türlü.acemi kullanıcı olduğum için herhalde istenmeyen bi tıklama yaptım. bi deneme yapmak için yazıyorum bide resim ekliyeyim bakalım olacak mı?



10 Haziran 2010 Perşembe

ARKADAŞLAR

Blogumdaki resimler google engellemesinden dolayı gözükmediğini öğrendim. Bu aksaklığın giderilmesini en kısa zamanda sağlayacağımı bildirmek istedim.

9 Haziran 2010 Çarşamba

ÖĞÜTLER

    Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.
* Düşün, onları seyredecek birileri olmasaydı, kaç kişi Mercedes otomobil alırdı.
* Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.                                                                                                                         * Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.
* Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.
* Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle.
* Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.
* Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.
* Şans bukelamun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir.
* "Tarihte en etkili 100 kişi" adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.                           

Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir.
* Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.
* Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.
* Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven.
* Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiçkimse söylemedi ki, uçuyor.
* Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.
* Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!
* Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.
* Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.
* İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.
İnsanin tum evrende kesin olarak duzeltebilecegi tek bir sey vardir: kendisi.
                                                                                           Aldouf Huxley                      Facebookta bu yazıyı okuyunca paylaşmadan yapamadım. Benim çok hoşuma gitti. Yol gösterici gibi. Çoğaltıp evin her yerine astım.  

4 Haziran 2010 Cuma

04 Haziran 2010 Cuma


BİR ÇEŞİT TERAPİ

Başkalarına da oluyormu bilmem ama ben bu işleri yapmaya başlayınca zaman duruyor sanki! Dünyada sadece boncuklar, renkler,kumaşlar,modeller var da bende onların arasında mutlu mesut yaşıyorum.Ne kadar zaman geçti anlamadan. Bence bu bir terapi. Sonra birden bakıyorum ki bitmiş…İşte en mutlu an. Hani güzel bir şey üretmenin hazzı vardır ya işte öyle. Mutluyum… biraz seyrediyorum,takıp takıştırıp deniyorum……….O da ne ellerim boş. İşte o zaman bir panik, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi buruk. Her şeyi anladımda işte bu duyguyu neden yaşadığımı anlayamadım,hemde her seferinde.Bitsin istemiyor muyum ne? Tek çareyi yeniden bir işe
başlamakta   buluyorum.    

Herhangi bir bluz’un yakasından bir kalıp çıkararak başlıyorum işe.  Kumaşı iki kat yapıp kalıbı üzerine koydum ve kestim tabii kumaş kalıptan 1 cm büyük olacak ,dikiş payı için.  Ben evde bulduğum birşeylerden artmış yeşil tafta parçasını kullandım. Yanıma aldığım  birbirinin yanına yakışacağını düşündüğüm çeşitli boncuk,pul, metal objeleri gene dünyayı durdurarak  bir ucundan  başladım dikerek kumaşla buluşturmaya. Tamamen doğaçlama.gene vaktin nasıl geçtiğini anlamadan; işte yine bitti… Ama   bende yoruldum ve sabaha çok az kaldı uyumam, gerek yarın yeniden başlamak üzere bırakıyorum.

 
 Evvvveeeeet  yine başladım yeni bir model kolye yapmaya.Benzer bir kolye ama bu sefer sadece şekli farklı. Aynı   şekilde tek tek işleyerek bu kolyemi de bitiriyorum… Yine doğaçlama yine kendimce şekiller yaparak!..
       Bir model daha!.. Bu modelde kumaş yerine eski bir tığ oyasını kullandım.   Asıl rengi beyazdı,kahvaltıdan demlikte kalan çayın rengi çok yakıştı. Şekerli çay lekesi çıkmaz diye aklımda kalmış. hemen çayı kaynatıp içine şeker attım, danteli içine tamamen ıslanacak şekilde iyice bandırdım. Soğuyunca çıkarıp duruladım ve kurumaya bıraktım.Kuruduktan sonra ütüledim ve işlemeye hazırladım. Dantelin rengine çok uygun ,rahmetli annemin çeyizim için hazırladığı boncuklu yemeni oyasıda vardı .Biraz kum  boncuk, biraz da iri boncukları yine iğne iplikle dantelin üstüne dikelerek şekiller verdim. Bu sefer biraz dantelin modeli,beni şekil vermede yönlendirdi.
İşte  ortaya hoş bir takı çıktı. Evet çok emek istiyor,çok zaman istiyor ama  zevkli bir uğraş,severek yapılınca hiç zor gelmiyor.Yaparken duyduğum hazzı sizlerle paylaşırken de duyuyor olmak ayrı bir güzellik… Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum…